Ülkücü Hareket
Üzerine Notlar[*]
Türkiye’de büyük ölçekte “milliyetçilik”, küçük ölçekte “Ülkücü Hareket” üzerine özellikle de
teorik eser kaleme alanların hatırı sayılır bir kesimi bu fikre yakınlık
duymayan, hatta yer yer düşmanlık besleyenlerden oluşmaktadır. Hal böyle
olunca, Kitab-ı kadimin mesajını ciddiye almayınca[1], Claude
Cahen gibi vicdanını kaybetmeyen akademisyen/yazar/düşünürleri aramak oldukça zor
olsa gerekir.[2] Milliyetçilik-ülkücülüğe ait
olmayan günahlar dahi bu fikir akımının üzerine atılır.[3] Ülkücü Hareket hep dışarıdan
tanımlanan bir kavram haline getirilmiştir. İçeriden bakanların yazdığı
eserlerin de kendi dünya görüşünü tanımlarken, yorumlarken yetersizlikleri
olabiliyor. Oysa bu konuda yoğunlaşıp soğukkanlı bir şekilde hakikate yakın
kitap yazanlar da vardır kuşkusuz: Hayati Bice’nin: “Ülkücü Hareket Üzerine Notlar” isimli eseri gibi.
Dr. Hayati Bice’nin başlıkta ismi
vurgulanan eserine değinmeden önce, kendisinin biyografisi hakkında şunlar
söylenebilir. Hayati Bey, ilk kurulduğu dönemlerden itibaren yoğun bir şekilde fikir
adamı, sanatçı yetiştiren ama son dönemlerde kurumaya başlayan
Tıbbiyelilerdendir. Yazı hayatının
olgunluk döneminde tasavvuf üzerine yoğunlaşan Bice’nin, bu eserinin dışında dokuz
kitabı bulunmaktadır. Yazarın birçok gazete, dergide yazıları yayımlanmıştır.
1994-1995 eğitim-öğretim yılında
Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi Türk-Kazak Üniversitesi’nde öğretim görevlisi
olarak görev aldı. MHP iktidarı döneminde Dış Türklerden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nda
kısa süreli bir danışmanlık yaptı. Yazar, aynı zamanda yakın dönemde kurulan
Ülkücü Yazarlar Derneği’nin de Kurucu Genel Başkanı’dır.
Dr. Bice’nin bu yazıda konu
edindiğimiz eserinin omurga/iskeletini oluşturan makalelerin büyük bir çoğunluğu,
ilk olarak sosyal medyada yayınlanmış, gördüğü ilgi üzerine kitap halinde bir
araya getirilirlerken yapılan ekler ve genişletmelerle bir bütünlüğe
kavuşturulmuştur.
“Ülkücü
Hareket Üzerine Notlar”,
iki bölümden oluşmaktadır. Ülkücü hareketin temel kavramlarının ele alındığı
birinci bölüme, “Türk-İslam Ülküsü’nün
Koordinatları” adı verilmiş; ikinci bölüm ise “Ülkücülük Ekseninde Tartışmalar”a ayrılmıştır.
İlk bölümdeki makalelerde, “Ülkücü
bilincin şekillenmesi”, “Ülkücülerin manevî arayışları”, “Ülkücü hareketin
ahlâkî yaklaşımları”, “Ülkücü Hareket ve İslamî kimlik” konuları üzerinde
durulmuştur. “Ülkücü Kitlenin Ahlâkî
Toplam Kalitesi” makalesinde yakın dönemlerde gözler önüne serilen siyaset erbabının
ahlâkî zaafları ile ilgili eleştirileri dikkat çekmektedir. Bu konuda yazarın
düşünceleri açık ve nettir.
İkinci bölümdeki makalelerde,
Milliyetçilerin günümüzdeki sorunları, Medyada Türk Milliyetçiliğinin
Görünümleri, Korkak Sağcı Siyasetçiler ve Pantürkizm, Sosyal Pantürkizm/Türkbirlikçiliğin
günümüze yansımaları, “Pozitif Ülkücülük” kavramı işlenmiştir. Bu makaleler
arasında “Pozitif Ülkücülük”
başlıklı olan makale, dikkat çekicidir. Müsbet (=pozitif) milliyetçilik daha
önce bazı yazarlar tarafından gündeme zaman zaman getirilmiştir. Ancak, “Pozitif
Ülkücülük” kavramı, bugüne kadar her halde hiç kullanılmamıştı ve bildiğimiz
kadarıyla bu önemli kavramın içerisini de Dr. Bice kadar dolduran olmamıştır.
Dr. Hayati Bice, Eski Dışişleri
Bakanı, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Türk coğrafyası ve dünyası üzerine
fikirlerini de değerlendirmiş, teorik ve pratik yaklaşımlarını iki makalesinde
masaya yatırararak derinlemesine işlemiştir. Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun ve
AKP iktidarının Türk dünyasına bakışını, Türk Dünyasına
yaptıklarını/yapamadıklarını soğukkanlı bir şekilde irdelemeye çalışan yazar, Davutoğlu’nun
ortaya attığı “Tarihdaşlık”
kavramının İslâmcılık yerine kullanıldığını, akademik olarak güzel ve yerinde
bir kavram olduğunu ancak, reel politikada tıpkı “komşularla sıfır sorun” gibi uygulanırlığının olmadığını vurgular.
Hatta, Davutoğlu’nun ısrarla kullanmaya devam ettiği “tarihdaşlık söylemi”ni
Turancılıktan daha da ileri bir ütopya, hayâl ötesi bir yaklaşım olarak görür.
Makalenin yazıldığından bu yana geçen yaklaşık dört yıllık sürede yaşanan
gelişmeler, Dr. Bice’yi desteklemektedir.
Sonuç
Ülkücü hareketin içinden bir isim
olan Dr. Hayati Bice, Ülkücü Hareket hakkında ortaya koyduğu düşünceleri, dile
getirdiği eleştirileri sağlam bir zemine oturtma gayretini sergilemiş; ortaya
attığı orijinal tezlerin altını doldurmaya çalışmıştır. Akademik bir eser
olmamasına rağmen, yerinde kullanılan dipnotlar esere akademik bir hava kazandırmış,
konuyu derinlemesine incelemek isteyen okur için ufuk açıcı bir nitelik
vermiştir. Milliyetçi aydınlar, bugüne kadar Pantürkizm kavramından daha ziyade
“Turan” kavramına atıfta bulunurken,
yazarın ‘Pantürkizm’i vurgulaması
ilginçtir. Dr. Bice’nin bu kitabı ile ülkücülük ötesinde milliyetçilik
literatürüne ciddi bir katkıda bulunduğunu düşünüyorum.
Not: Bu yazı, İlteriş dergisinin Ocak 2015 tarihli, 7. sayısında yayımlanmıştır.
[*] Hayati
Bice, “Ülkücü Hareket Üzerine Notlar” 308
s., Ankara, 2014, Bizim Büro Yayınları
[1] Mâide
Sûresi, 8. Ayet de açık ve net olarak şunu belirtir: “Ey İman Edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden
kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin.
Adaletli olun, bu Allah korkusuna daha çok yakışan bir davranıştır…”
[2] Haşim
Şahin’in Ahmet Yaşar Ocak Hoca ile uzun soluklu mülakatlardan oluşan (“Arı Kovanına Çomak Sokmak”, 2014,
Timaş Yayınevi) kitabında A. Yaşar Ocak, hocası Claude Cahen’e Osman Turan’ın
ilim adamlığını sorar. Cahen, şu cevabı verir: “Ben Marksistim, Osman Turan milliyetçidir. Ben onun ideolojisini hiçbir zaman tasvip etmiyorum, fakat bilim
adamlığı konusunda Osman Turan’ın önünde saygıyla eğilirim.”(s.201)
[3] İskender Öksüz Hocamız kitabında (“Türküm Özür Dilerim”, 2014, Ankara, Bilge Kültür Sanat) Kitabı
kitaplığımda bulamadım. Hoca, aklımda kaldığı kadar, mealen bu konuda şu örneği
verir: “Ne kadar fanatizm, aşırılık
varsa, milliyetçiliğin üzerine atılır. Örneğin, bir takımın fanatikliğinden
bahsederken, Galatasaray milliyetçiliği, bir şehrin sevgisinden değinirken,
Mersin milliyetçiliği, bir mesleğin tutkunluğundan bahsedilirken, marangoz
milliyetçiliği derler, Müslümanın yobazından bahsederken dahi İslam
milliyetçisi kavramı vurgulanır. Oysaki sadece ve sadece Milletin/milliyetin
milliyetçiliği olur.”
How To Play Baccarat at a Casino | Baccarat Rules | FEBCASINO
YanıtlaSilThe Baccarat hand consists of 인카지노 two standard hands with two fixed odds, each having an 샌즈카지노 equal amount of space 바카라 사이트 on either side of the card. The dealer's