Osmanlı Devleti’nin ömrünün son demlerine girdiği 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarını kapsayan dönemdeki olaylar şüphesiz Türk tarihinin unutulmaz kilometre taşlarını oluşturur. Bir yandan modernleşmenin sancıları diğer yandan imparatorluğun iskeletinin ve omurgasının çatırdamasına vesile olacak ardı sıra yaşanan siyasî gelişmeler Osmanlı’nın tarih sahnesinden ayrılmasını kaçınılmaz kılar. Bu dönemin siyasî, sosyal ve kültürel boyutunun fotoğrafını tam olarak görmek istiyorsak, genelde İlber Ortaylı’nın “İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı” olarak kabul ettiği, 19’uncu yüzyılı ve özelde devletin son 40 yıllık devrini “ibret gözlükleri”ni çıkarmadan okumamız gerekir. O dönemin baş aktörlerinin yazmış olduğu kaynaklar bizim için hayati önem taşımaktadır. Bu çerçevede Mahmut Şevket Paşa’nın günlüklerini anlatmayı uygun buldum.
Mahmut Şevket Paşa, birçok devlet adamı ve aydınımızda bulunmayan alışkanlığa sahiptir. Yok denilecek kadar az sayıdaki günlük tutan sadrazamlarımızdan biridir.[1] Mahmut Şevket Paşa’nın ne zaman yazmaya başladığını, yayınlanan günlükleri dışında günlüklerinin olup olmadığını bilmiyoruz. Bildiğimiz şudur ki yaşamının son beş ayının -kendisinin de sadrazamlık yaptığı dönemin- günlükleri kitap halinde yayınlandı.[2] 1988 yılında Arba Yayınları tarafından yayımlanan bu kitabın başındaki yayınevi editörünün yazısına göre, günlükler Paşa’nın eşi Dilşad Hanım tarafından iki defter olarak Hayat Mecmuası yetkililerine verilir. İlk kez 1965 yılında bu mecmuada tefrika halinde yayımlanır. Günlüklerin yazarı tarihi şahsiyet Mahmut Şevket Paşa’yı birkaç cümle ile şöyle anlatabiliriz. Meşrutiyet öncesi Kosova Valiliği’nde bulunur. 1908’de Merkezi Selanik’te olan 3.Ordu Komutanlığı’na daha sonra da bu görevine ek olarak Rumeli Vilayetleri Genel Müfettişliği’ne getirilir. Asıl ününü 31 Mart hareketini bastırmak için İstanbul’a gelen Hareket Ordusu’nun komutanı sıfatıyla alır. Abdülhamit’in hal edilmesinde (tahtan indirilmesinde) önemli rol oynar. 1909’da kurulan Hakkı Paşa Kabinesi’nde Harbiye Nazırı olarak görev alır. Babıâli Baskınından sonra Sadrazam ve Harbiye Nazırı olur. 11 Haziran 1913’te suikast sonucu öldürülür.
Günlüğün yazılmaya başlandığı dönemden birkaç ay önce Osmanlı Devleti kendisini Balkan Savaşı’nın ortasında bulmuştur. Savaşın sebebi, seyri ve akıbetiyle ilgili tafsilatlı açıklamalar günlüklerde bulunmaktadır. Özellikle yaşanılan bozgun dolayısıyla muhacirlerin sağlık şartlarının iyileştirilmesine ve muhacirlerin yerleştirilmesine yönelik tedbirlerin yetersiz kaldığını söyler. Bununla ilgili hükümetin yaptığı çalışmalar eserin birçok yerinde göze çarpar. Eserde hükümetin, memur ve asker maaşını vermekte zorlandığını ve birkaç aylık maaşların verilmediğine değinilir. Bu meselenin halledilmesi için muhtelif ülkelerden istikrazların yapılmasıyla ilgili çalışmalar dikkat çeker.
I.Balkan Savaşı’nın sulh ile neticelenmesi ve Abdülhamit döneminde başlatılan Arabistan’a kadar tren hattının döşenmesiyle ilgili ihalenin hangi ülkeye verilmesi gerektiği gibi konular için Sadrazam; Avusturya, İtalya, Rusya, Almanya, Bulgaristan, Fransa ve İngiltere’nin diplomatları ile diplomatik temaslarda bulunur. Bahse konu olan temaslar bu günlerde neredeyse rutin hale gelir.
Mahmut Şevket Paşa’nın, Babıâli Baskını akabinde Sadrazam olarak göreve başlamasıyla günlükler başlar. Suikast sonucu öldürülmesinden bir gün önce günlükler biter. Günlükler bazı istisnalar dışında düzenli olarak tutulmuştur. Paşa günlüğünde özel hayatıyla ilgili hiçbir şeyden bahsetmemiştir. Günün siyasî olayları, olguları, parti içi çekişmeleri, I. Balkan Savaşı’nın seyri, barış görüşmelerinin içeriği gibi birçok konu günlükte yer alır. Günlüklere tabiri caizse “Sadrazam’ın günlük çalışma programının tafsilatlı açıklaması” diyebiliriz. Son olarak günlüklerin Osmanlıca’dan günümüz Türkçe’sine uyarlanmasında katkısı bulunanlardan bahsedilmemesi ve günlüklerin orijinalinden sembolik birkaç sayfa gösterilmemesi gibi sebepler insanın aklına “Günlükler acaba kurmaca mıdır?” sorusunu getiriyor.
(Erzurum Gazetesi, 30 Kasım 2009)
[1] Kitabı hazırlayan yayınevinin editörü, Osmanlı Sadrazamları içerisinde günlük tutan tek kişinin Mahmut Şevket Paşa olduğunu beyan eder. Kitabın 1988 yılında basıldığını göz önünde bulundurarak temkinliliği de elden bırakmamak koşuluyla bu iddialı yargıyı biraz hafifletmiş olalım.
[2] Mahmut Şevket Paşa’nın Günlüğü, 223 sayfa, 1988, İstanbul, Arba Yayınları. Daha sonra bildiğim kadarıyla günlükler bu yayınevinin dışında 2 farklı yayınevi tarafından yayımlandı. Hazırlayan: Adem Sarıgöl, Mahmut Şevket Paşa’nın Günlüğü, 286 sayfa, 2002, İstanbul, IQ Yayınları
Mahmut Şevket Paşa ve Hafız Hakkı Paşa, Rumeli Yağmalanan İmparatorluk, 592 sayfa, İstanbul, 2009, Örgün Yayınevi
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder